Baklan İlçesi web Sayfası

Boğaziçi tarihçesi



Resmi Büyütmek İçin Resmin Üstüne tıklayın

BOĞAZİÇİ MAHALLESİ:

 Denizli'nin Baklan ilçesine bağlı bir mahalledir. Eski adı Çalkebirdir. 31.03.2014 Tarihine kadar Kasaba niteliği taşıyan mahallemiz şu an Denizlinin büyük şehir olması ile birlikte Baklan İlçesinin Mahallesi olmuştur.

Çalkebir kelime anlamı olarak büyük çal manasına gelir. Çal kelimesi Kayı boyu Türkleri arasında yaygın olarak kullanılmaktadır. Yüksek yer, yaylak, mayalanmak, sürmek gibi anlamlar taşımaktadır. 1989 yılına kadar Çal ilçesine bağlı olan Boğaziçi mahallesi bölgede önemli bir yerleşim yeridir.

Selçuklu döneminden kalan cami halen sağlam olarak koruma altındadır. Baklan ovasında bulunan Çalkebir höyüğü Helenistik döneme aittir.

MAHALLEMİZİN TARİHÇESİ

Mahallemiz hakkında önemli bir araştırma yapılmamış olmasına rağmen tarihi Anadolu uygarlık tarihleri kadar eski olduğu tahmin edilmektedir. Türk Anadolu tarihinde daha önceleri Türklerin bu bölgelerde görülmüş olmasına rağmen başlangıç tarihi 1071 (Malazgirt savaşı) yılı kabul edilir. Denizli ve yöresine gelişleri ise 1072 yılıdır. Bölgemizde ise ilk olarak Çardak a yerleşmiş buradan dağılmışlardır. Çal, Baklan yöresine geçen atalarımız ilk yerleşim yeri olarak kasabamızı kurmuş buradan bölgeye dağılmıştır. O tarihlerde kasabamız önemli bir ticaret ve uygarlık merkezi olmuştur. 13.yüzyıl'a kadar göçebe çadır hayatı yaşayan bölge insanımız bu tarihten sonra yerleşik düzene geçmiştir. İlk uygulaması çiftlikler şeklinde uygulanan yaşam tarzı 16. yüzyıl'a kadar sürdürülmüş, bu tarihlerde çiftliklere yapılan saldırıları bertaraf edebilmek için bu çiftlikler birleştirilerek toplu yerleşime geçilmiştir. Kasabamızın tarihsel bulguları ile ilk yerleşim 13.yüzyıl olduğu tahmin edilmektedir. Çalkebir höyüğü' nün bulunduğu bölge ise maden devrine ait olduğu sanılmaktadır. Henüz kazı çalışması yapılmamakla birlikte Hasankeyf'de bulunan mozaiklerden bu bölgede de bulunduğu bilim adamları tarafından iddia edilmektedir.

Hüsamettin Dede bölgenin Türkleşmesinde önemli katkılar sağlamış olup, Çal, Çivril, Güney, Asikaraağaç (Acıpayam), Muğla bölgelerini fetheden ünlü Selçuklu komutanıdır. Mahmut Gazi ve Ellez Gazi Hüsamettin Dede komutasında bölgede önemli savaşlar kazanmıştır. Yukarı Menderes havzası ve Baklan ovasını içine alan bölgeye Çal bölgesi denmektedir o tarihlerde. Çal ismi; Yaylak, mayalanmak, sürmek anlamları taşımakta olup Türkçe bir isimdir. Kayı Türkleri bu ismi sıkça kullanmıştır. (Trabzon, Çorum, Manisa da Çal ismi ile anılan bölgeler mevcuttur.) Çal sempozyumun da (1-3 Eylül 2006) ortaya konulan bilgi ve belgelere bakıldığında bölgede 200.000 Türkmen çadırı, bir tarihte Veba hastalığından dolayı 200.000 kişinin ölmesi vs. gibi sayısal veriler bölgenin ne denli önemli bir bölge olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır. 19. yüzyıl'a kadar Çal bölgesinin belli bir merkezi olmamıştır. Bu yüzden başta kasabamız olmak üzere Çal merkezinin kendi bölgeleri olduğu iddia eden kasaba ve köyler vardır. 11. yüzyıl - 14. yüzyıl Menderes havzası ve Çivril bölgesi çeşitli savaşlara sahne olması, bölge topraklarının sık el değiştirmesi dolayısı gerekçesi Kasabamızın Çal bölgesi merkezi olduğu iddiası daha muhtemeldir. 18. yüzyıl'a kadar Baklan ve Demirciköy ayrı iki ilçe olarak Dazkırı'na bağlı olması Demirciköy'ün (Çal) bölgenin merkezi olmadığını ispatlamaktadır. Pazaryolu denilen yol kasabamızdan Kayıpazarı'na uzanan yoldur. Boğaziçi'nin ipek yolu diyebiliriz. Demircilik, dokuma (Asıçal bezi), kilim ve halı dokuma, kağnı ve at arabası yapımı başlıca sanat dalları idi. Kasabamız eski camisi bu tarihler itibarı ile Selçuklu Türkleri dönemine ait önemli bir yapıdır.

Kasabamızı kuran atalarımız Oğuzların Kayı boyundan gelmektedir. Kuruluş itibarı ile o tarihteki ismi Çal dır. Zaman içerisinde Demirciköy önemli merkezlere yakınlığı nedeni ile; özellikle Osmanlı devletinin kuruluşundan sonra Aydın ili (Germiyan beyliği) ile ticaret bölgenin önemini artırmıştır. Beylikler döneminde Denizli (Tengizli) ili ile birlikte Candaroğulları bölgenin hakimi olmuştur. Demirciköy 19. yüzyılda Çal ismini almıştır. Demirciköy de Çal ismini kullanınca Kasabamıza Asıçal (Eskiçal) ve Çalkebir (Büyükçal) isimleri kulanılmıştır. Önemli bir ekonomik merkez olan Mahallemiz kendi adıyla anılan para birimi olan Kaime yi (Çal kayması) o tarihlerde kullanmıştı (İlk Osmanlı kâğıt parası "1871"). Osmanlı döneminde kasabamızdan saraya kız verilmesi ve kız alınması konularıda kasabamızın ilişkiler, konumu ve itibarı ile önemli bir merkez olduğunu anlatmaktadır. 1.Dünya savaşı ve işgal yıllarına kadar kasabamızda Rumların da yaşadığını biliyoruz. Kurtuluş savaşı sırasında Yunanlıların ve işgal kuvvetlerinin yerli halka yaptıkları zulüm dolayısı ile halkın tepkisini çekmiş bundan korkan bir kısım Rum Kasabamızdan kaçmış, kaçamayanlar kasaba halkı tarafından öldürülmüş, kasabanın Baklan istikameti, Kızılyer mevkii deresi (Gavur mezarlığı) ne gömülmüştür.

Cumhuriyet tarihinde ise kasabamız önemli bir gelişme kaydetmemiş eski parlak dönemlerinden eser kalmamıştır. 1956 yılında belediye olan kasabamız, 1960 ihtilalinden sonra dönemin kaymakamının tavsiyesi ve belediye meclisinin kararı ile Çalkebir olan ismi Boğaziçi olarak değiştirilmiştir. 1969 yılında dönemin Enerji bakanı olan Hüdai Oral'ın çabaları ile elektrik Mahallemize girmiş Baklan ovası sulama projesi o tarihte yine Hüdai Oral tarafından çizilmiştir. 1989 yılında Baklanın ilçe olmasından sonra Çal'a bağlı olan mahallemiz Baklan 'a bağlanmıştır. 2005 yılında çıkan yasaya göre nüfusu 2000 in altında olduğu için şu an köye dönüştürülmektedir.

SOSYAL YAPISI

Başlıca ana gelir kaynağımız tarımdan olup bağcılık oldukça yaygındır. Yeterli otlak ve alt yapı olmadığından hayvancılık yeteri kadar yaygın değildir. Yaklaşık 40.000 dönümlük tarım arazimizin 10.000 dönümünde bağcılık yapılmaktadır. Uzun yıllardır umut bağlanan Baklan ovası sulama projesi tamamlanamadığından ve sulama için gerekli suyun yeterli olmamasından dolayı sulanabilir arazimiz yok denecek kadar azdır. Bu yüzdendir ki her yıl önemli bir ekilebilir arazi nadasa bırakılmaktadır. Son yıllarda kent merkezinde artan sanayileşmeye de bağlı olarak toprakların dan yeterli verimi alamayan kasaba halkı göç etmek zorunda kalmıştır. Geçmiş yıllarda 3000 in üzerinde olan kasaba nüfusu son yapı lan nüfus sayımında 1700 lere düşmüştür.

Kasabamız kent merkezine 60 km. uzaklıkta olup Baklan ilçesine 7 km. mesafededir. Ulaşım imkânları son zamanlarda artmış olup şehre ve ilçeye her saat yolculuk yapılabilmektedir. Belediye hizmet binası, Sağlık ocağı, İlköğretim okulu, Çok amaçlı toplantı salonumuz mevcuttur. Rakımı 900 olan kasabamızın yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve yağışlı geçmektedir. Doğusunda Beşparmak dağı, kuzeyinde Karacadağ mevcuttur. Çardak ilçesi ve Havaalanına 30 km. mesafededir. 6000 ile 10000 ton şaraplık üzüm üretilmesine rağmen bu konuda hiçbir tesisleşme yapılamamıştır. En önemli akar su kaynağı Değirmen deresi ve Çerkezlik bölgesinde olmakla birlikte yazları genellikle kurumaktadır. Bu bölgede gölet projesi uygulanmaya çalışılmış, neticelendirilememiştir.

Yeni kurulan hayvancılık ve süt üretim kooperatifi ile büyükbaş hayvancılık biraz kıpırdanma göstermiştir. Üretilen 2000 litre sütün 1500 litresi kooperatif geri kalan ise özel sektör tarafından toplanmaktadır.

 

 
atakoybaklan.tr.gg
ÇOK OKUNANLAR
Kaybettiklerimiz   Kanaat Önderleri
Geleneklerimiz Hüsamettin dede türbesi
Baklan Esnafları Öğretmenlarimiz

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol